Makale özeti ve diğer detaylar.
Orta Asya Soğuk Savaş döneminde Amerikan dış politikası açısından hayati öneme sahip bir bölge olarak addedilmemişti. SSCB’nin dağılmasının ardındansa, Orta Asya’ya yönelik Amerikan angajmanı başlamakla beraber, bölge ilk dönemde Washington açısından Orta Doğu gibi hayati çıkarların bulunduğu stratejik bir bölge olarak değerlendirilmemişti. 11 Eylül saldırıları öncesinde bölge, Amerikan karar vericileri açısından 1990’ların ilk yarısında SSCB’den arta kalan nükleer kapasiteler nedeniyle, 1990’ların ortalarında özellikle Hazar havzasındaki enerji kaynaklarının yeniden keşfedilmesiyle ve 1990’ların sonundaysa demokrasi ve insan hakları ihlalleri gibi konularla dikkati çekmişti. Ancak 11 Eylül saldırıları sonrasında yürütülen uluslararası terörizmle savaş doğrultusunda Orta Asya’nın stratejik önemi giderek artmaya başlamış ve bölgede Amerikan askeri üsleri kurulmuştur. Bir diğer ifadeyle 1990’lı yıllarda temel olarak Amerikan ticari çıkarlarının korunması ve enerji güvenliğinin sağlanması şeklinde ortaya çıkan ABD’nin Orta Asya politikası, 2000’li yıllara gelindiğinde güvenlik unsurunun daha ön planda olduğu bir içerik kazanmıştır.
In the Cold War era Central Asia hadn’t esteemed as an important region by US foreign policy. Even though US started to engage to Central Asia with the collapse of USSR, the region still wasn’t evaluated as a region having vital interests like Middle East. In the early 1990s the region attracted attention for its nuclear capacity left over from Soviet Union, in the mid-1990s for the rediscovery of Caspian energy resources and in the late 1990s for democracy issues and human rights abuses. But after the 9/11 attacks, Central Asia’s strategic significance started to increase due to the fight against international terrorism and American military bases were founded in the region. Thus, the security factor gained importance in the 2000’s in Central Asian policy of US which was basically emerged as the protection of American economic interests and gaining and maintaining safe access to Caspian energy resources in the 1990s. Nevertheless, US engagement of Central Asia is effected by some factors and these factors are also heavily influenced by Russia and China’s policies executed towards the region and the domestic structure of Central Asian countries.