Makale özeti ve diğer detaylar.
Bu çalışma, milliyetçi hareket ve çatışmaların etnik milliyetçiliğin ayrımcı karakterinin bir sonucu olarak ortaya çıktığı görüşünü reddederek, bunların çoğunun yaygın olarak yurttaşlık milliyetçiliği ya da siyasi milliyetçilik olarak bilinen milliyetçilik anlayışına tepki olarak ortaya çıktığını ve kültürlerinin korunmasını ve yaşatılmasını amaçladığını savunuyor. Yurttaşlık milliyetçiliğinin (siyasi milliyetçiliğin) tamamen siyasi açıdan ya da etnik kültür ve kimliklerden bağımsız olarak sunulması milliyetçi hareket ve çatışmaların ne üzerine olduğunu gizliyar. Milliyetçiliğin kaçınılmaz bir kültürel boyutu vardır. Ernest Gellner'in tanımladığı gibi milliyetçilik aslında kültür ve devletin evliliğidir. Bu yüzden devlet ve kamusal kurumların sosyo-kültürün (ulusal kültürün) yeniden üretiminde hayati bir rolü vardır. Bu durum ulusal aZınlıkların niçin kendilerini yönetmek için bir takım siyasi hak ve güçler talep ettiklerini açıklıyor. Bu tür hak ve güçlere sahip olmadıkça ve kültürlerini kurumlaştırmadıkça, ulusal azınlıklara mensup bireylerin baskın çoğunluk kültüre yaşamsal bağımlılığı kültürel asirnilasyona yol açıyor. Ulusal azınlıkların kültürlerini koruyup yaşatmak için kültürlerini kurumlaştırmaları gerekiyor. Ulusal azınlıkların kültürel değişimlerinin şekli, oranı ve yönü üzerine kendilerine belli bir derece hakimiyet verecek olan bir takım hak ve güçleri talep etmeleri bu bağlamda anlaşılabilir. Sonuç olarak bu çalışma siyasalolanla kültürelolan, siyasi güçle ulusal kültürün yeniden üretilmesi arasındaki ilişkiyi ortaya seriyar.
This paper rejects the view that theyare the result of the exclusive characteristic of ethnic nationalism. It argues that most of the present nationalist movements emerge as a rcaction to what is commonly known as civil or political nationalism, airning to protcct the survival of their culture. The presentation of civil nationalism in purely political terms or as independent of ethnic cultures and identities obscures the grounds on which nationalist movemcnts and conflicl exist. Nationalism has an inevitable cultural dimcnsion. Indecd as Ernest Gellner defines it, it is the marriage of the state and culture. Thus the state and public institutions have a vital role in socio-cultural (national) reprODuction. This explains why national minorities demand same sart of rights and powers of self-government. To protect their cultural survival they necd to institutionalise their culture. Indecd precisely for this reason it is reasonable for them to demand some sart of rights and powers of seU-governrnent which wilI give them some controlover the rate and direction of cultural change. Hence, this discussion C1arifies the relationship betwccn the political and the cultural, political power and socio-cultural reproduction.