Makale özeti ve diğer detaylar.
"Toplum-Hukuk" ikili örüntüsünün varlığını öncelikle, konuyu realist bir bakış açısıyla ele aldığımızda, "fizik" bir evrende karntlamamız ve bunun üzerine kurgulamamız aynı zamanda bu fizik evrenin kendi fiziki "doğa" sını da ele almayı ve ayrıntılı olarak irdelemeyi gerektirmektedir; bu makalede konu bu çerçevede ele alınmıştır. Buna göre bu fizik doğa yine öncelikle fiziki bir coğrafyayı ve bu coğrafyanın kendi fiziki özelliklerine göre kurgulanan çeşitli tasarımları -, örneğin birey bazında ikametgah ve mülkiyet, toplumlar bazında, toprağın niteliğinin beraberinde getirdiği ekonomik ve sosyal yaşam biçimleri ve yine bunlar üzerine kurgulanan "siyasal" ve "hukuki" sistemler ve bu arada toprağın ülke ve vatan kavramlarına dönüşmesi gibi-öngörmektedir. Sonuç olarak "fizik" doğanın kendi bağlamında, kendi özüne uygun olarak kavranması ve kurgulanması, daha sonraki ikincil örüntü aşamalarında oluşabilecek yanlış tasarımların önünü kesebilmekte, aksi takdirde söz konusu tasarımların karşılığı fizik dünyada estetik uygunsuzluklar, gayri'dik sahiplenmeler ve bu yolda savaşım sürecinde insanlık tarihi boyunca harcandığı gözlemlenen insan varlığına ilişkin negatif fizik artı doğa enerjisi şeklinde somutlaşmaktadır.
The "Society-law" dual pattern, from a realistic point of view, requir~-'Sfor testing its validity a "spatial" referent upon which theorization shall prove ilself or not! Yet "space" necds a further referent as "physical component" a gcographical coordination observed in peoples' lives either individually as homes or possesssions or socially as in political slructures or even before that as an economic source of production the "Iand"! Once this referral is not duly done in the physical environment of the peopl ••, there follows a continuous slruggling process of the b••ings cither as individuals or as societies fighting against one another to validatı' their own theorizations without referring to the real physical geographical stances of the issues of concern even trying to implement something impossible that is supposedly faking the lrue physical referent since luckily in space. Thus the best example can be found in the border distinctions of presence or yet another half theorized concept of occupation as observcd in the "architectural" composilional unity of each pallem.