Makale özeti ve diğer detaylar.
20. yüzyılda Bilimler için Kesinliklerin Sonu ilan edilirken, üç asır öncesinden geleceğin açık olduğu felsefi tutumunu kazanan iktisat bilimi bugün paradoksal bir şekilde kesinliğe ulaşma amaçlı geleneğin etkisi altındadır. 1946 sonrasında Neo klasik iktisadın formel yaklaşımına karşı, iktisadi düşünce tarihinin erken kazanımlarına sahip çıkmak gerekmektedir. Bu çizgiyi 20. Yüzyıl iktisat düşüncesinde temsil edenlerden hareketle kesinliğe ulaşma projesini eleştirrnek için öncelikle, denge, belirsizlik, akılcılık, karar alma hadiselerini, kesinlik sorunsalı yerine doğruyu arama sorunsalı içinde değerlendirme anlayışına dönülmelidir. 'Açık evren', a priori-a posteriori aynlmazlığı, tümdengelim-lümevanm dengesi gibi felsefi-yöntemsel tutuma sahip çıkarak, iktisadm diğer sosyal bilimleri 'sömürgeleştimıesi'ne karşı sosyal bilimlerin buluşmasına katkıda bulunmak gerekmektedir.
As it was declared that the 201h century is The End of Ceıtainty' For Sciences, the political economy which, three centuries ago had adopted the philosophical attitude that the future is open, is taday paradoxically under the influence of the tradition of reaching certainty. It is necessary to elaim the early gains of the history of economic thought against the formal approach of neoelassical economics af ter 1946. In order to criticise the project of reaching certainty starting from the represeııtatives of this approach in the 201h century, it is first of all necessary to return to the understanding of evaIuating the questions of equilibrium, uncertainty, rationality and decision-making within the problematic of searching for the. truth, rather than within the problematic of certainty. lt is necessary to make a contribution to the gathering together of social sciences against the 'calanisation' of social sciences by economics, by elaiming philosophical-methodological attitudes such as 'open universe', the inseperalıility of a priori-a posteriari, the balance of deduction-induction.