Makale özeti ve diğer detaylar.
Ben Siyasal’ı gördüm.” Nice gördün? Sanki “niçin” diye sorulmuş gibi, “çünkü orada okudum.” Ben Siyasal’ı gördüm? Nice gördün? Sanki “neyi” diye sorulmuş gibi, “eski usül bir yatılı okul binasını andırıyordu.” Ben Siyasal’ı gördüm. Nice gördün? Sanki “nasıl” diye sorulmuş gibi, “kıyas kabul etmez.” Ben Siyasal’ı gördüm. Nice gördün? Sanki “ne zaman” diye sorulmuş gibi “Siyasal’ın Mülkiye, Siyasal’ın ‘siyasal’ olduğu zaman.” Herhangi bir ilkokul öğrencisinin ya da Türkçe öğrenmeye karar vermiş bir yabancının kolayca kuracağı ve “görmek fiilini cümle içinde kullanınız” tarzı bu cümlenin yüklemi, farkında olalım ya da olmayalım, hep bir bütünlüğe ilişkindir ya da ona dönük bir imayı, bir çağrıyı, bir kışkırtmayı içinde taşır; konusu SBF olsun olmasın, bu kışkırtılmış bütünlük iması çoğu zaman aynı anda siyasal bir nitelik de taşır; kendisinden dolayımlanmak üzere, ardı ardına bir çok şeyi gizlemek, örtmek, tereyağından kıl çekmek, çalınmış minareye kılıf hazırlamak, meşrulaştırmak ya da iyi niyetle düşünülürse, kendini kandırdığının farkına bile varmadan kendini kandırmak, bir yanılsamaya teslim olmak, ülküsel bir görevin kahramanlığını üstlenmek ya da ona soyunmak gibi bir çok siyasal amaca hizmet edebilir ve aynı anda bu hal, düşünmek ve hatta giderek insani bir var oluşun ön koşulu olarak kendini dayatan tümdengelimin mantıksal zorunluluğu savının kabulü altında, bu “tüm”ün yalnızca ve yalnızca kendisinden ibaret olduğuyla anlaşılabilir ve hatta kabul edilebilir hale gelebilir.