Makale özeti ve diğer detaylar.
This article analyses a regional development program implemented in Eastern Turkey to explore whether its grant scheme projects helped or hindered the transformation of gender inequalities. The article emphasizes that capabilities of transformation within micro-projects are limited due to structural limitations coming from society, culture and politics. Drawing on the gender and development literature, the projects are assessed by the social welfare, empowerment, and equality approaches. The findings indicate that the project success increases when the labour, relations, and identities of women are considered together. In order to initiate a structural change in women’s position, the project designs should explicitly address issues, such as gender equality, poverty alleviation, organized action, and full participation. These issues should also be reflected on implementation and monitoring carefully. Therefore, an integrated empowerment-equality approach supported by social welfare issues is required. Capacity building on such critical issues enhances effectiveness. Merely result-oriented (versus process-oriented) approaches in development overlook the fact that a project is a learning process for all its participants, including its sponsors and experts
Bu makalenin amacı, Doğu Anadolu’da uygulanan bir bölgesel kalkınma programı kapsamında yürütülen hibe projelerinin toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri başta olmak üzere çeşitli eşitsizliklerin ortadan kaldırılmasına yardımcı mı olduğu yoksa bunların yeniden üretilmesine mi yol açtığını sorgulamaktır. Sosyal, kültürel ve politik yapıların sınırlayıcılıkları karşısında küçük ölçekli ve kısa zamanda tamamlanması gereken projelerin dönüştürücü niteliklerinin de sınırlı olduğu vurgulanan makalede, kalkınmada toplumsal cinsiyet yazınına dayanarak, araştırma kapsamına alınan projeler sosyal refah, güçlendirme ve eşitlikçilik yaklaşımlarına göre irdelenmiştir. Bulgular, kadınların emekleri, sosyal ilişkileri ve kimlikleri birlikte dikkate alındığında projelerin başarı şanslarının arttığına işaret etmektedir. Kadınların konumlarında yapısal bir dönüşümü başlatabilmek için proje tasarımında toplumsal cinsiyet eşitliği, yoksulluğun ortadan kaldırılması, örgütlü eylem ve tam katılım konuları açıklıkla belirtilmiş olmalı, dikkatle uygulamaya geçirilmeli ve izlenmelidir. Dolayısıyla, sosyal refah konularıyla desteklenmiş bir bütünleşik güçlendirme-eşitlik yaklaşımı gerekmektedir. Bu tür kritik konularda kapasite geliştirme çalışmaları sonuçların başarısını etkilemektedir. Süreç yönelimli kalkınma yaklaşımına karşıt olarak yalnızca sonuç yönelimli yaklaşımların benimsenmesi durumunda, finansörler ve uzmanlar da dahil olmak üzere tüm katılımcılar açısından projelerin bir öğrenme süreci olduğu gerçeği ihmal edilmektedir.