Makale özeti ve diğer detaylar.
Toplumsal alışkanlıklar, değerler ve inançlar insan davranışları ve toplum yaşamının yanı sıra yerleşik kültürün diğer temel öğelerini de etkilemektedir. Bunların başında kent kültürü ve bu kültürün mimari boyutları gelmektedir. Anlamını büyük ölçüde değerler dünyasından alan toplumsal yaşam felsefesi, kentlerin günlük yaşamını belirli bir kültüre özgü hale getiren mimari ve görsel boyutu da belirlemektedir. Belirli bir mekan ve alanda genişlemeyi ve derinliği gözeten Batı felsefesi ile, derinliği sonsuzlukta arayan Doğu felsefesinin böyle bir eksende farklı bir görsel ve mimari gerçekliğe ulaşmaları kaçınılmaz olmuştur. Paris’İstanbul’dan, Bursa’yı Parma’dan, Taç Mahal’i Batı bazilikalarından ayıran işte bu eksendir.
Social habits, values and beliefs effect the other main elements of sedentary culture besides the human behavior and social life. Urban culture and architectural dimensions are at the top of them. The philosophy of social life which takes the big part of its meaning from the world of values determines both architecture which makes the daily life of cities peculiar to a particular culture and also visual dimension. In this axis, it becames inevitable to reach different visual and architectural reality both for Western philosophy considering deepness and expansion in particular residence and area, and for eastern philosophy searching for deepness at the eternity. This is the axis distinguishing Paris from stanbul, Bursa from Parma and Taj Mahal from Western Basilicas.