Makale özeti ve diğer detaylar.
Eğitimde kuram ve uygulama arasındaki ilişkinin doğasını irdelemeyi amaçlayan bu makale, eğitim pratiğinin eğitim kuramı, eğitim kuramının da eğitim pratiği açısından taşıdığı değere dikkat çeker. Bunun için, kuramı öncelikle felsefenin kendi kendini üretim tarzı olarak alır ve felsefe tarihinde, “özcü”, “empirik” ve “insan merkezci” olmak üzere başlıca üç kuram anlayışı olduğunu öne sürer ve bu yaklaşımların eğitim felsefesi alanında rasyonalist, idealist, realist, pragmatist, materyalist, varoluşçu ve yorumcu eğitim anlayışları olmak üzere ğyansımalar bulduğunu belirtir. Varlığını “bilmeye duyulan sevgi”ye borçlu olan felsefe ile eğitim pratiği arasında bir köprü oluşturabilmek amacıyla “felsefi kuram”dan “eğitim felsefesi”ne (alan felsefesi), eğitim felsefesinden “eğitim kuramı”na (alan kuramı), eğitim kuramından “eğitim düşüncesi”ne (eğitim üzerine refleksiyon) ve oradan da “eğitim pratiği”ne (kuramsal bir temeli olan eğitim işi veya eğitim eylemi) gelen bir aşamalar sistemi önerir.
It is aimed to deliberate the nature of relation between theory and practice in this article, and focused on importance the educational theory to educational practice, and the educational practice to educational theory. It is assumed that theory as a production style of the philosophy itself, and argued that has been found main theory essentialist, empirist and humanistic in the history of philosophy. The theoretic styles reflects on education as rationalist, idealist, pragmatist, existiantialist and hermeneutical educational theory. It is also aimed to form a stage system between philosophy and practice. Theory is somewhere which mediates philosophy and practice, it is the consciousness of practice.