Makale özeti ve diğer detaylar.
In this article some opinions of Ibn Haldun who lived at the end of the Middle Age and some opinions of John Locke who lived in the New Age about epistemology were tried to be compared from some aspects. For both thinkers, who have rejected the innatism and accepted the mind as a blank slate at first, the source of knowledge is senses and thought. According to Ibn Haldun, the knowledge’s subject is universals, and according to Locke, the knowledge’s subject is ideas and the relations between ideas. Ibn Haldun asserted that the perceptions about concretes are more reliable and far from fault than abstracts. Locke accepted that the intuitive knowledge is the most evident and reliable knowledge.
Bu makalede Ortaçağ’ın sonlarında yaşayan İbn Haldun ile Yeniçağ’da yaşayan John Locke’un bilgi anlayışları bazı yönlerden karşılaştırılmaya çalışıldı. Doğuştan getirilen fikirler görüşüne karşı çıkarak başlangıçta zihni bütün özniteliklerinden yoksun boş bir levha veya beyaz bir kâğıt olarak düşünen her iki düşünür için bilginin kaynağı dış duyular ile düşünüm veya akıldır. İbn Haldun’a göre bilginin konusu varlıkta karşılığı ve gerçek içeriği olan tümeller Locke’a göre ise ideler ve ideler arasındaki bağıntılardır. İbn Haldun somut varlıklarla ilgili algıların daha güvenilir ve hatadan uzak olduğunu ileri sürerken Locke ise herhangi bir aracı idenin bulunmadığı sezgisel bilgiyi en açık ve en güvenilir bilgi olarak kabul eder.