Makale özeti ve diğer detaylar.
Bu makalede, devlet ve hukuk özdeşliğinin ötesinde, kamu hukukunun devlete karşı
düşünülüp düşünülemeyeceği tartışılmaktadır. Bu amaçla, Duguit’nin egemenlik
kuramına ve kamu/özel hukuk ayrımına yönelik eleştirileri esas alınarak, Marksist
komünist hipotezin kamu hizmetinin temel normu olarak kabul edilebileceği
benimsenmektedir. Buna göre, komünizmi kapitalizmin alternatifi bir üretim tarzı
olarak değil, kapitalizmi aşmaya yönelen hareketler/talepler/değerler toplamı olarak
görmek, ilkel kaba komünizmin şartlanmaları ötesinde, onu devletin üzerindeki
temel norm, hatta bir dünya anayasası olarak ilan etmek gerekir. Makalede böylece
şu temel sonuç açıklanmaktadır: “Devlete mahkum olmadığımız gibi kaderimiz de
‘siyaset’ değildir. Toplum halinde yaşamanın yalın hali, komünist hipoteze dayanan
kamu hizmeti ilkesinin kurduğu ‘kamu hukuku’dur.”
In this essay, it is debated that whether public law can be comtemplated beyond unity of state and law and in a position against the state. For this end, taking Duguit’s
criticism of sovereignty theory and critisism of private and public law dichotomy
as a basis, the view that considers Marxist communist hypothesis as the basic norm
of public service. Accordingly, communism should not be considered a mode of
production alternative to capitalism but as a totality of movements/demands/values
that aim at going beyond capitalism. Furthermore, beyond conditioning of primitive
vulgar communism, it should be considered as a basic norm over the state and
even a constitution of the world. The essay reaches this basic conclusion: “We are
not bound with the state nor ‘politics’ is our destiny. The simple state of collective
life is the ‘public law’ constituted by the public service principle depending on the
communist hypothesis.”