Makale özeti ve diğer detaylar.
Osmanlı İmparatorluğu, XIX. yüzyıl boyunca ve XX. yüzyılın ilk çeyreğinde kaynaklık ettiği milliyetçi hareketler göz önünde bulundurulduğunda, milliyetçilik çalışmaları açısından zengin bir alan oluşturmaktadır. Literatürde her bir milliyetçi hareketin köken ve gelişimine dair önemli sayıda monografi bulunsa da, milliyetçi hareketleri karşılaştırmalı bir perspektifle çözümlemeye yönelik çok fazla çalışma olmadığı söylenebilir. Bu makale, bu eksikliğin temelinde, XX. yüzyıl boyunca genel olarak Osmanlı tarihyazımına ve özel olarak da Osmanlı İmparatorluğu’ndaki milliyetçiliklere dair tartışmalara hakim olagelen milliyetçi teleolojinin yattığını savunmaktadır. Esas olarak İmparatorluğun ulus-devletlere parçalanmasının kaçınılmaz olduğu fikrine dayanan bu teleolojinin beslendiği üç kaynak bulunmaktadır. Bunlardan ilki, hem Türkiye’de hem de Osmanlı ardılı devletlerde hakim olan milliyetçi tarihyazımıdır. İkinci kaynak, milliyetçilik kuramlarının, söz konusu milliyetçiliklerin tarihi yazılırken, araştırmacılar tarafından milliyetçi teleolojiyi yeniden üretecek şekilde kullanılmasıdır. Üçüncü kaynaksa Osmanlı-Cumhuriyet tarih yazımına hakim olan devlet merkezli ve teleolojik paradigmalardır. Makale, Osmanlı İmparatorluğu’ndaki milliyetçilikleri karşılaştırmalı bir biçimde, tarihsel bir bağlam içine yerleştirerek ve söz konusu hareketlerin ardından yatan nedenselliklerini ortaya koymaya çalışarak çözümlemenin milliyetçi teleolojinin aşılması için önemli bir fırsat sunacağını savunmaktadır.
The Ottoman empire is a promising field in terms of the nationalist movements which appeared throughout the 19th and early 20th century. Although many monographies, which focus on the genesis of particular nationalist movements exist, there are very few studies analyzing those movements from a comparative perspective. This article will argue that this gap stems from the fact that nationalist teleology used to be a dominant paradigm in Ottoman historiography in general and nationalism studies in particular. This teleology, which depends on the idea that the dissolution of the Ottoman Empire into nation-states was an inevitable process, originates from three antecedents. The first factor is the nationalist historiographies which dominate the field both in Turkey and post-Ottoman states. The second, is the use of theories of nationalism by scholars in a way that reproduces this nationalist teleology. The final factor is the state-centered and teleological paradigms, which exist in Ottoman-Republican historiography. This article will argue that, by analyzing nationalist movements in the Ottoman empire comparatively, by reinstating them in to a historical context and by elucidating the causal mechanisms behind these movements, we will be able to overcome this nationalist teleology.