Makale özeti ve diğer detaylar.
Aspects of agriculture, like development, poverty alleviation, trade, food security are regulated by several international organizations, beginning with the United Nations Food and Agriculture Fund (FAO) and progressively dominated by the World Trade Organization (WTO) and its Agreement on Agriculture (AoA). On the other hand, within the framework of the governance of the sustainable development, two multilateral environmental agreements are also dealing with agriculture: United Nations Convention on Biological Diversity (CBD) and the Cartagena Protocol on Biosafety. Thus, the conservation and sustainable use of biodiversity and the prevention and management of risks related to the transboundary movement of living modified organisms (LMO) have expanded the scope of the international governance of agriculture. At this point, two questions must be answered: Do too many international regulations paradoxically decrease the efficiency of this governance with overlappings and contradictions? Are environmental and social issues of sustainable development sacrificed for economic potentialities and trade interests?
Tarımın, kalkınma, yoksullukla mücadele, ticaret, gıda güvenliği gibi boyutları başta Birleşmiş Milletler Tarım ve Gıda Fonu (FAO) olmak üzere çok sayıda uluslararası örgüt tarafından düzenlenmekte olan bir alandır. Bunların içinde Dünya Ticaret Örgütü'nün (DTÖ) Tarım Anlaşması gittikçe daha etkili hale gelmektedir. Öte yandan, sürdürülebilir kalkınmanın uluslararası yönetişimi kapsamında iki çok taraflı çevre anlaşması da tarımla bağlantılı düzenlemeler içermektedir: Birleşmiş Milletler Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi (BÇS) ve Cartagena Biyogüvenlik Protokolü. Böylece tarımsal biyolojik çeşitliliğinin korunması ve sürdürülebilir kullanımı, ayrıca genetiği değiştirilmiş organizmaların (GDO) doğal çevre ve insan sağlığı üzerinde yaratabileceği risklerin denetimi, mevcut yönetişimi daha da kapsamlı hale getirmiştir. Ancak bu noktada iki soru ortaya çıkmaktadır: Çok sayıda uluslararası düzenlemenin bulunması tarımın yönetişimini paradoksal bir biçimde karmaşık ve etkisiz mi kılmaktadır? Sürdürülebilir kalkınmanın çevresel ve toplumsal boyutları, ekonomik beklentilerin, temelde ticaret önceliklerinin gölgesinde mi kalmaktadır?