Makale özeti ve diğer detaylar.
Yaklaşık 30 yıldır Türkiye bir şiddet sarmalının içinden geçmekte, ülkenin Güneydoğusundaki ayrılıkçı Kürt militanlarla yürütülen savaş bir türlü sona erdirilememektedir. Bu şiddet sarmalının bir ayağı hiç kuşkusuz Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda bu yana Kürtlere uygulanan baskı ve sindirme politikaları, bir diğer ayağı ise bu politikalar sonucunda Kürt siyasi hareketinin şiddete savrulmasından çıkan sonuçlardır. Kürt kimliğinin inşasında Türk kimliğinin inşasının büyük rolü olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti'nin ulus-devlet projesinde Kürt kimliğinin yeri, Türk kimliğinin inşasıyla şekillenmiştir. Bu şekillenme sonucunda ortaya çıkan politikalar ve bunların uzun vadeli izdüşümlerinin, Türkiye'nin özellikle 1980 sonrasında yaşadığı şiddet olaylarını açıklamakta önemli etkenler olduğunu söylemek mümkündür.
For almost 30 years, Turkey has been passing through a vicious circle of violence and the war led between the Turkish army and the Kurdish separatist militants in the Southeast of the country could not reach to an end. One of the reasons of this violent circle is the assimilation and oppression policies that Turkish state has applied over the Kurds since the foundation of the Turkish Republic, and the second one is the gravitation of the Kurdish political movement to violence as a result of those oppressive and assimilative politics. In the construction of the Kurdish identity, the Turkish identity has played a major role since the Kurdish identity has been shaped by the construction of the Turkish one within the nation-state project of the Turkish state. It is possible to affirm that the policies which resulted from this shaping and the long-term repercussions of these are important factors to explain the escalating violence that Turkey has been facing especially after the Coup of 1980.