Makale özeti ve diğer detaylar.
Adalet, insanların birlikte yaşamaya başlamalarından beri, toplumun düzeni açısından antik çağlardan günümüze önemli bir kavram olmuştur. Küreselleşmeyle birlikte, modern toplumların iktisadi, siyasi ve kültürel yapılarının hızla dönüşmesiyle, dünya giderek küçülmüş ve dünyanın herhangi bir yerinde alınan kararlar, olaylar ve etkinlikler diğer bölgeleri daha çabuk etkiler hale gelmiştir. Bilimsel ve teknolojik gelişmelerin yarattığı zenginliğin yanı sıra, bu duruma zıt olarak fakirlik ve paylaşımda adaletsizlik bir arada yaşanmaya başlamıştır. Gelişmiş ve azgelişmiş olan ülkeler ve ülkeler içindeki bölgeler arasındaki farklar da giderek artmaya başlamıştır. Yavaş işletmecilik anlayışı içinde, işletmelerde, toplum içinde paydaşlarının faaliyetlerini adil olarak tanımlamayı ve faaliyetlerinin karşılığını da adil olarak vermeyi öngörmektedirler.
Justice has been an important concept from ancient times to today since people have started to live together. With globalization, the modern societies, economic, political and cultural structures, rapid transformation, increasingly shrink world. Decisions made anywhere in the world, events and activities affect other regions have become more quickly. Scientific and technological developments, as well as the wealth created by this situation, as opposed to a combination of poverty and injustice, there have been sharing. Developed and underdeveloped countries and the differences between regions within countries also began to increase gradually. In a spirit of slow business, the activities of stakeholders in the community as just as fair to give a value to identify and predict the activities.