Makale özeti ve diğer detaylar.
Bu çalışma emeğin toplumsal yeniden üretim süreçlerinin, özel olarak da yoksulluk algısının nasıl dönüştürüldüğü sorusu açısından sosyal sermaye kavramını incelemektedir. Bu amaçla sosyal sermayenin yaslandığı şu iki kritik kavramsal aracı ele almaktadır: İlki toplumsal refahın özelleştirilmesine sosyolojik çerçeve de sağlayan bir mit olarak topluluklar; ikincisi ise, emeğin bütün toplumsal izlerini gündelik hayattan silerek kapitalist değerleri toplumsal değerlerimizin kaynağı haline getiren ve böylece kamu fikrinin ideolojik tasfiyesine de olanak sağlayan sermaye dili.
Concerning the question how the processes of social reproduction of labour in general and the poverty problem in particular are transformed, this study is devoted to the scrutiny of the concept of social capital. The social capital, from this question, relies on two critical conceptual tools: Firstly, the communities as a myth which also provides a sociological framework for the privatisation of the social well-being. Secondly, the language of the capital which enables the ideological liquidation of the idea of public by erasing all the traces of labour in the everyday life so to make the capitalistic values as a source of our social values.