Makale özeti ve diğer detaylar.
Bireylerin birbirlerine duydukları güvenin demokratik bir siyasal sistemin istikrarının korunmasında önemli bir işlevi olduğunu savunan sosyal sermaye ve siyasal kültür yaklaşımları, bu çalışmada, yöntem ve araştırma konuları açısından karşılaştırılmaktadır. Yapılan çeşitli kamuoyu araştırmaları Türklerin tanımadıkları ve kendilerinden farklı insanlara güvenmediklerini göstermektedir. Varolan güven açığının ilksel bağların hakim olduğu çeşitli dini, etnik ve hemşehri gruplarınca giderilebileceği ileri sürülmektedir. Makalede, ilgili yazın değerlendirildikten sonra, ademi merkezileşme ve özelleştirme sonucunda devletin kamu hizmetlerinden çekilmesiyle birlikte Türkiye’de sosyal sermayesi yüksek ilksel grupların hakim olduğu parçalanmış ve ayrışmış bir sosyal yapının oluşma riski tartışılmaktadır.
Social capital and political culture approaches argue that the trust that individuals feel towards each other has a crucial function for the stability of a democratic political system. On the basis of the public opinion polls’ findings about the distrust feelings of Turks to people who they do not know and who are different than them, it is argued that this trust gap can be filled with various religious, ethnic and fellow groups in which primordial ties are dominant. After the review of the relevant literature, the risk of a fragmented and decomposed social structure formation in Turkey dominated by primordial groups which can emerge as a result of decentralization and privatization process and the retreat of the state from providing public services, is assessed.