Makale özeti ve diğer detaylar.
Akademik yaşamımda bir meslektaşım hakkında anılarımı ve gözlemlerimi bugüne dek üç kez yazmak durumunda kaldım. Bu yazılarım genç yaşta kaybettiğimiz Prof. Dr. Cem Alpar, Prof. Dr. Halime Oygur ve Prof. Dr. Ahmet Gökdere hakkındaydı.Fakat ilk kez sağlığında bir meslektaşım hakkında sahip olduğum anılarımı, izlenimlerimi ve değerlendirmelerimi yazmak durumundayım.Akademik yaşamımın ellinci yılında dostum ve meslektaşım Prof. Dr. Yavuz Tekelioğlu hakkında hafızamda yer etmiş bazı olayları aktarmaya çalışacağım. Otuz yılı aşan bir dönemle ilgili olayları, isimleri ve tarihleri aktarırken hata yapmamı, yanılgıya düşmemi okuyucuların yaşıma bakarak olağan karşılayacaklarını düşünüyorum.Bu yazıda Y. Tekelioğlu’nun yaşam öyküsünü anlatacak değilim. Ben onun adeta yaşamının ikinci yarısını oluşturan “akademik yaşamı”ndan bazı kesitleri aktarmaya çalışacağım. Haziran 1977’de Hacettepe Üniversitesi’ne katılmasıyla başlayan akademik yaşamının hemen her aşamasında doğrudan veya dolaylı olarak hep yakınında ve yanında bulundum. Birlikte oluşturduğumuz karşılıklı güvene dayanan akademik işbirliği bugün sevgi ve saygıyı öne çıkaran sağlam bir dostluğa dönüşmüş bulunmaktadır.Bu dostluğun oluşmasıyla ilgili anılarımı gözlemlerimi ve değerlendirmelerimi kolay olsun diye dört başlık altında toplamaya çalıştım:
- Hacettepe Üniversitesi Mesleki Teknoloji Yüksek Okulu Yılları
- Yüksek Öğretim Kanunu sonrası İİBF kuruluş yılları
- Akdeniz Üniversitesi İİBF kuruluşu ve sonrası
- 1996-1997 ders yılı: Antalya’da bahar