Makale özeti ve diğer detaylar.
1957 yılında altı Batı Avrupa ülkesi tarafından kurulmuş olan Avrupa Ekonomik Topluluğu, tarihsel gelişim süreci içinde, ortak pazardan parasal birliğe giden yolda başarıyla ilerlemiştir. Günümüzde on beş üyeli Avrupa Birliği, ekonomik bütünleşmenin yanısıra, bir ortak güvenlik ve savunma politikası geliştirerek, siyasal bütünleşmeye giden yolda da mesafe kaydetmeye çalışmaktadır. Uluslararası ilişkilerde etkin bir aktör olabilme arayışı içindeki Birliğin, Avrupa’da bir askeri güç oluşturma çabaları, gelecekte Birliğe tam üye olmayı hedefleyen Türkiye tarafından da dikkatle izlenmektedir. Bu yazıda, son yıllarda Avrupa Birliği hakkındaki tartışmaların odak noktasında yer almaya başlamış olan Avrupa Güvenlik ve Savunma Kimliği/Politikasının gelişim süreci, içerdiği sorunlar ve Türkiye’nin konu ile ilgili yaklaşımı irdelenecektir.
The European Economic Community, which was established by six Western European countries in 1957, has successfully turned into a monetary union, following the achievement of a common market. Today, the European Union with fifteen members, is trying to go beyond economic integration by forming a common security and defence policy. In order to become an influential actor in international relations, the Union has decided to develop its own military capabilities. Turkey, as a candidate for Union membership, has been deeply interested in the European Security and Defence Policy. This article will deal with the process of building a security and defence policy in Europe, the problems that are related to it, and Turkey’s attitude towards these developments.