Asker-sivil ilişkisi birçok gelişmekte olan ülkede olduğu gibi Türkiye’de de üzerinde tartışmaların yoğun olarak yapıldığı konulardan birisidir. Demokrasiye geçildikten sonraki dönemde periyodik olarak gerçekleştirilen darbeler, demokrasinin kurumsallaşmasının önündeki en önemli engellerin başında gelmektedir. Askerler yönetimi sivillere devrettikleri dönemlerde bile yönetimi kontrol etmenin yollarını aramışlardır. Bu bağlamda kendi kontrollerini anayasal bir temele oturttular. Oluşturulan kurumsal yapı içerisinde asker, sivil yöneticilere karşı vesayeti tesis etme yoluna gitmiştir. Bu çalışmada Türk ordusunun sistem içerisindeki konumu incelenmeye çalışılmıştır. Yapılan darbelerin gerekçeleri, bunu yaparken hangi amacın güdüldüğü ve bunun Türk demokrasisinin kurumsallaşması üzerindeki etkileri ele alınmıştır. Askeri darbeler sonrasında ordunun elde ettiği bazı çıkış garantileri söz konusudur. Bu çıkış garantilerinin neler olduğu da incelenmiştir. Türkiye’de demokrasinin kurumsallaşması için ordunun konumunun gözden geçirilerek tam manasıyla seçilmişlerin denetimi altına sokulması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.