Makale özeti ve diğer detaylar.
Bölgesel ve küresel etkileriyle Ortadoğu bölgesinde amentüleri baştan sona sarsan halk hareketleri, çevre ülkeler üzerinde büyük etkiler oluşturduğu gibi; uluslararası alanda kuvvetli aktörlerin üzerinde de büyük etkiler yaratmıştır. Bölgeye yönelik politikalarını yeniden gözden geçirerek farklı taktik ve stratejilere yönelen ülkeler, bir satranç tahtası edasında olan Ortadoğu'da yeni konjonktüre uygun hamleler yapmak üzere harekete geçmişlerdir. Bu yeni duruma yönelik geliştirilen politikalara ilişkin olarak pek çok çevre, Ortadoğu'da değişimin getirdiği güç boşluğunu doldurma ya da bölgede yaşanan dönüşüm sürecinin fırsatlarını değerlendirme gibi açıklamalar getirirken; pratikte yaşanan, farklı ülkeler tarafından bölgeye yapılan ziyaretler ve bu ziyaretlerde ortaya çıkan çekişmeler paralel şekilde stratejik bir güç mücadelesi alanın oluştuğuna işaret etmektedir. Tüm bu gelişmeler ve stratejik arka planda yaşanan çekişmelerle birlikte Arap baharı karşısında Türk dış politikasının geliştirmiş olduğu retorik, bölgede ve uluslararası çapta yankı uyandırmıştır. Çalışmada Arap baharı karşısında Türk dış politikasını ele alarak yaşanan dönüşüm sürecinde Türkiye'nin bölgedeki rolünü değerlendirmeye çalışacağız.
Civil Commotions, unsettling the creeds with their regional and global effects in the Middle East region, had great impacts not only on neighboring countries but also on internationally powerful actors. Countries, which turned towards different tactics and strategies by reviewing their region oriented policies, have got into the act in order to make the movements in compliance with the new conjuncture in the Middle East whose position is like a chess board. While many neighbors, regarding the enhanced policies aimed at this newly situation, come up with some explanations such as filling the deficiency of power resulting from the alteration in the Middle East and benefiting from the opportunities of the transition period encountered in the region, what in the practice is that the visits of different countries to the region and rivalries arising during these visits correspondingly signalize that a strategic power struggle area has been formed. With all of these affairs and strategic conflicts in the background, the fact that Turkish foreign policy that was improved against Arab Spring, has created reactions internationally and in the rhetoric region. So, what we will try to do in this article is to evaluate the role of Turkey in this region in the transition period by discussing the Turkish foreign policy over against Arab Spring.