Makale özeti ve diğer detaylar.
Edebiyat ve siyaset arasındaki ilişki, hiyerarşik güçlerin kendilerini var ettikleri zamandan itibaren toplumsal hayatın vazgeçilmez bir unsuru haline gelmiştir. Kendisine dünyevi hayat içerisinde yer bulmaya çalışan edebiyatçı, bireysel kimlik ile ilgili bazı dünyevi emelleri gerçekleştirmek için, sözü edilen bu hiyerarşik güçlerin egemenliği altına yerleşmeye başlamıştır. Bu, yeni oluşan dünya düzeni içinde meydana gelen bir olgu değil, aksine kadim dönemlerden beri var olagelen durumdur. Bu çalışmada edebiyat ile ilgilenen ve tüm bu ilgileri dâhilinde belirli bir güç elde eden edebiyatçıların/sanatçıların, zaman içersinde bir entelektüel haline gelip, bu entelektüelliklerini, siyasi arena sayesinde, nasıl daha ileri götürebilecekleri ve bu hali nasıl devam ettirebilecekleri üzerinde durulmuş ve edebiyatçının/sanatçının kazandığı bu siyasal işlevselliğin, onun siyasal dünyaya girmeden önceki halinden tamamen farklı bir yapı arz ettiği ifade edilmiştir.
from hierarchic powers is being by themself era. Litearer tries a position by himself in a wordly life, to real by the individual identity some wordly ambitions, in that mention to substitude for under domination of that hierachic powers are being them. In that new is being world order, to come into existence non a fact but from ancient era have existed a position. İn this paper, aimed, those interest in by literary and so arts and literarers in interior whole that interest obtained a certain power, whose in a that time is exists is a entellectual. And so, they are improved in their interests in a policy arena. That policy power, literarers and arts are obtained, that position from different to former obviously.