Makale özeti ve diğer detaylar.
1990'larda dış politik ilişkilerde hakim olan tehdit odaklı dil içerideki ayrıcalıklı militarist söyleme süreklilik imkanı sağlamış ve askere ayrıcalıklı bir konuşma alanı açmıştır. Bu yönü nedeniyle 1990'larda Türkiye'nin Ermenistan politikası Türkiye'deki iktidar ilişkilerine içkin olarak ele alınmalıdır. Dış politikanın içeride işleyen iktidar ilişkilerine içkin bir strateji olduğu varsayımından hareket eden bu çalışmanın temel argümanı 1990'larda Ermenistan ile ilişkilerin tehdit söylemine dâhil edilmesinin içeride işleyen hâkim söylemden ayrı düşünülemeyeceği ve aynı zamanda bu ilişkilerin içerideki hâkim militarist dili beslediği şeklindedir. Dolayısıyla, bu çalışma Milliyet gazetesi örneği üzerinden "sivil" bir dilin nasıl olup da dış politika üzerinde konuşarak iktidar ilişkileri içinde bir pozisyon işgal ettiğini ve bu konuşmanın nasıl belli bir iktidar ilişkisinin mümkünlük koşullarını inşa ettiğini göstermeyi amaçlamaktadır.
In the 1990s, security-driven language about external political relations was one of the main reasons behind the persistence of privileged militarist discourse and it opened a special discoursive sphere for military officers. Therefore, Turkey's Armenian policy in the 1990s was not an exception as well. The main argument of the study is that foreign policy is a strategy for internal power relations, and it claims that attaching relations with Armenia to the threat discourse and these relations supported internal dominant militarist discourse as well. Hence, this study takes Milliyet as a case to show the way in which a civil actor undertakes a functional role in createing possible conditions for a certain power relations.