Makale özeti ve diğer detaylar.
Türkiye-Avrupa Birliği (Avrupa Ekonomik Topluluğu, Avrupa Topluluğu) ilişkileri gerek Türkiye'de gerek AB ülkelerinde Türkiye'nin tam üyeliğiyle ilgili bakış açıları bazında ele alınmış ve bu bakış açılarında zamanla oluşan değişmeler tespit edilmiştir. Bugün, AB'deki merkez sağ grup ve politik partiler Türkiye'yi farklı din ve kültür sahibi bir devlet olarak görmektedirler. AB'deki merkez sol, Yeşiller ve Liberaller ise, din ve kültür farkının vurgulanmasına karşı çıkmakta ve Türkiye'nin bir Avrupa ülkesi sıfatıyla tam üye olabilmesi için tek şartın siyasi ve ekonomik kriterleri yerine getirmesi olduğunu belirtmektedirler. Türk aydınlarının çoğu Kıbrıs sorunu, PKK terörü, 1915 Ermeni olayı konularında AB'nin objektif olmadığı kanaatindedirler. Sonuçta, Türkiye içinde de AB'ye tam üye olmak isteği azalmıştır. Tam üyelik için müzakerelerin açılmasından sonra yapılması gereken reformlar hükümet tarafından yavaşlatılmış, buna karşın Müslüman ülkeler ile ilişkilerin geliştirilmesi öncelik kazanmıştır. Bu nedenlerle, 1963 Ankara Anlaşmasından bu yana yarım asır geçmesine rağmen, bugün Türkiye'nin tam üyeliği gerçekleşmemiş ve devamlı olarak ertelenmiştir.
Turkey's relations with the EU (EEC, EC) is analyzed, not from a perspective of chronological listing of events, but from the perspective of determining the changes over time in the opinions of major groups and political parties about the full membership of Turkey to the EU. Over time, the center-right groups and political parties in the EU became skeptical about Turkey's full membership because they believe that Turkey, a Muslim country, has a different, non-European mentality (religion and culture) and hence, would not fit into the EU. The EU's center-left, as well as Greens and Liberals, however, disclaim that such a problem exists and think that as long as Turkey meets the political and economic criteria of the EU she should be accepted as a full EU member. In Turkey, on the other hand, many intellectuals believe that the EU was and still is not fair and objective towards Turkey in the Cyprus issue, as well as in the PKK terror, and also with regard to the 1915 Armenian problem. Thus, the willingness in Turkey to join the EU as a full member has decreased as well, and as a result, Turkey slackened her efforts at reform and instead strengthened her economic and political ties with Muslim countries. Therefore, even though almost half a century has passed since the 1963 Ankara Agreement which established Turkey's associate membership open to full membership into the EEC, Turkey's full membership to the EU has still not been realized.