Makale özeti ve diğer detaylar.
Günümüz dünyasının önemli sorunlarının başında çevre sorunları gelmektedir. Çevre sorununun temel bir sorun olması ise gerek dünyamızın gerekse insan, hayvan ve bitki varlığının sürdürülmesi noktasında ortaya çıkmaktadır. Yani çevre felaketi insanlığın felaketidir. Dolaysıyla insanları varlıklarını tehdit eden bu felaketlere karşı uyarmak, doğru bilinçlendirmek her zaman olduğu gibi kitle iletişim araçlarının özellikle de görsel-işitsel etkin bir araç olan sinemanın görevi olmuştur. Bu makalede çevre sorunlarının görsel-işitsel bir bağlamda Türk Sineması’na nasıl yansıdığı ortaya konmaya çalışılmıştır. Türk sinemasında içerik olarak doğayı ve çevreyi kullanan bir çok film yapılmış olmasına karşın çevre olgusunu ve çevre felaketlerini toplumsal, kültürel ve ekonomik temelli bir sorun olarak ele alan üç film tespit edilerek incelenmiştir.; Tanrı’nın Bağışı Orman, Tuzak ve Manisa
Tarzanı yapılan analizlerde Türkiye’deki çevre sorunlarına ve felaketlerine yaklaşımın basit bir “çevre kirliliği” sorunundan öte ideolojik boyutta toplumsal bir sorun olarak bu filmlerde nasıl işlendiği gözler önüne serilmiştir.
One of the most important problems of today's world is the environmental problems. That the environmental problem is a main problem can be seen in both the animals' and plants' struggle for existance. Therefore an environmental disaster is humanity's disaster. For this reason, warning people about these disasters which threaten their lives has become the responsibility of the mass media, especially,an effective visual-auditory tool, the cinema. In this article, the main aim has been to show how environmental problems projects itself on Turkish Cinema , in a visual-auditory context. Although a lot of movies have been produced that use nature and environment as their contents in Turkish Cinema, three movies have been chosen and analyzed which deals with the understanding of environment and environmental disasters as social,cultural- and economic-based problems.In the analysis of Tanrının Bağışı:Orman” (God’s Gift: The Forest), “Tuzak” (The Trap) and “Manisa Tarzanı” (Tarzan of Manisa) it has
been presented showed that the approach to the environmental problems and disasters in Turkey is more of a social problem of ideological structure rather than a simple problem of “environmental pollution”.