Makale özeti ve diğer detaylar.
Osmanlı Devleti’nde bir taraftan şehirler vakıf eserler ile donatılırken, diğer taraftan Uzunköprü, Gebze, Belen, Bosna, Hezargrad, Nevşehir v.s. gibi şehirler de vakıf şehirler olarak insâ edilmiştir. Bu tür şehirlerden birisi de Karapınar (Sultaniye)’dır. Konya ile Ereğli arasında ıssız bir yerde bulunan Karapınar’da Şehzâde Selim’in isteği ile 1563-1568 yılları arasında bir külliye ve etrafında da bir şehir kurulmuştur. Şehir, kurucusundan dolayı “Sultaniye” ismini almıştır. Bu şehre 55 km uzaklıktan su getirilmiş; ayrıca, civardaki köylerin vergi geliri de buradaki külliyeye tahsis edilmiştir. Yine, civarda bulunan halk çeşitli muafiyetler ile şehre yerleştirilmiştir.
The Ottoman society was full of foundational works while many cities such as Uzunköprü, Gebze, Bosna and Nevsehir are built as foundation cities. Sultaniye (Karapınar) was one such city. It was built in Karapınar located in an isolated area between Konya and Eregli. A külliye (scholars’ complex) and a city around it were built upon the demand of Sehzade Selim between the years 1563-1568. The city was named “Sultaniye” after its founder. Water was brought to the city from about 55 kms and the tributes from the surrounding villages were devoted to the financing of the külliye. Moreover, the people around the region were settled in the city with various incentives.