Makale özeti ve diğer detaylar.
Kaçınılmaz bir olgu olan toplumsal değişme, günümüzde küreselleşme, postmodernizm, enformasyon toplumu, tüketim toplumu, post-endüstriyel toplum gibi farklı kavramsallaştırmalarla farklı yüzleriyle tezahür etmekte, buna bağlı olarak da sosyolojik parametreler yeniden üretilerek yeniden tanımlamaya muhtaç hale getirilmektedir. Bu bağlamda, 20. yüzyılın sonralarına doğru pek çok alanda yeni bir dönemin başladığına dair görüşler dile getirilmeye başlandı. Bu yeni dönem ekonomik, sosyal, siyasal, sanat, mimari v.b. pek çok alanı kapsamaktaydı. Bu ortaya çıkan yeni durum, postmodernizm (ya da post modern durum) olarak ifade edildi, yeni durumun esas ifade ettiği şey ; içinde yaşanılan modern durumun artık sona erdiği, bu yeni durumun modernizmi aşan bir aşama olduğu gerçeğidir. Taşların yerinden oynaması doğal olarak, “ kamusal alan” diye nitelenen alanda da değişimlere yol açacaktı. Çalışmamız; kamusal alan kavramını; sosyo-politik hayatımıza yeni giren farklı değişkenler çerçevesinde yeniden tanımlama arayışına girerek sivil hayatın ve özgürlükler sahasının günümüz gerçekleri bağlamında sınırlarını irdeleme amacını taşımaktadır.
As an inevitable phenomena the social change has been crystalysed as globalization, postmodernism, information society, consumption society, post-industriel society vicae versa… Depending upon these conceptualizations, the exisitind social parameters has been supposed to be re-defined and re-produced. In this context, at the end of the 20th century the repercussions of the afementioned change has been revitalized through the social, economic, political, artistic and architectual spheres. This new case has been called as post-modernity. In this case, modern era has been failed and faded away and, then, modernity has been surpressed. This study includes the elaborations over the transformation of the notion “public sphere” as a socio-political parameter in convenience with the newly emerged plural modernities and its novelties has been brough about with new perceptions as well as civil society and individual liberties.