Makale özeti ve diğer detaylar.
Türkiye, sahip olduğu coğrafya ve ekonomik kaynaklar sebebiyle, Dünya hâkimiyetini sürdürme peşinde koşan odaklar açısından son derece önemlidir. Türkiye’yi uysallaştırmak veya bir şekilde kontrol edilebilir hale getirmek için türlü yollar denenmektedir. Bu yollardan en güncel olanı, Anadolu coğrafyasında iç karışıklık yaratmaktır. Çıkarılmak istenen karışıklık, daha çok terör ve onun üzerinden geliştirilmek istenen Türk-Kürt düşmanlığı olarak kurgulanmaktadır. Terör sorunu, özellikle son zamanlarda “Kürt Sorunu” diye adlandırılmaya başlanmış ve böylece sorun etnik temellere oturtulmak istenmiştir. İşte bu çalışmada, varolan sorunun “Kürt Sorunu” olarak adlandırılmamasının neden daha mantıklı olduğunu tarihten de yararlanarak açıklamaya çalışacak ve günümüzde gelinen noktada meselenin nasıl çözülebileceğine dair birkaç öneri sunacağım.
Turkey, because of its geography and the economic sources that it has, is extremely important for those power owners who seek the world hegemonia. To make Turkey subdued or turn into a controllable form various ways are tried. The most updated one of these, is to create internal agitations in Anatolia. The type of agitations tried are mostly set up on creating the Turk-Kurt hostility maintained via terrorism. The terror question, especially in recent times, has began to be called as the “Kurdish Question” and by this it is wanted to put it onto ethnicity. Here in this study, I will try to explain why the existing problem cannot be a “Kurdish Question” by using history and I will also present several proposals on how to solve it which appears a problem us today.