Makale özeti ve diğer detaylar.
Metodist, yaşamındaki her şeyi tam olarak Tanrıya karşı sorumlu kılmış olan her bir insanın, tıpkı inançlı bir mutemet gibi davranmak zorunda olduğunu kabul edeceğini, bu davranışına uygun olarak Tanrının kendisiyle ilgileneceğini öne sürmektedir. Bundan dolayı, bütünüyle inanmış bir kimsenin mesleğinde gönence ve başarıya ulaşacağı umulabilir. Çünkü mesleki mutluluğu ve başarısı, yalnızca inançlı ve dürüst olmasının değil fakat bununla birlikte bütün insanlara karşı sevgiyle davranmasının karşılığında ulaştığı bir Tanrı ödülüdür. Diğer taraftan, kişi, daha büyük derecedeki Tanrı mutemetliğine ulaştıracak yeteneğinin olduğunu kanıtladığı için, başarılı olmaktadır. Bu nedenle, iş hayatındaki başarısızlık, kınanmayı gerektirmektedir. Zamanın uygun ve rasyonel kullanılması, büyük bir utanca düşülmesine engel olacaktır. Kişisel sorumluluk, paranın mutemetliğinden çok daha fazlasını gerektirmektedir. Bu sorumluluk duygusu, mesleki görevinde Tanrı'nın iradesine itaat etmeyi şart koşan ruhun kurtuluşunu ifade eder.
The methodist argued that if each human being is strictly accountable for everything in his life to God, he must accept that should he act as a faithful steward, God would deal accordingly with him. Therefore, a fully believed man might be expected to prosper and success in his calling. Because his occupational happiness and success were a reward from God for not only his faithfulness and righteousness but also his lovely attitude for everyone. On the other side, a man has success because he has proved his ability to receive a greater stewardship of God. Hence,failure in business was deserving of blame. A proper and rational use of time will prevent business falling into a very big ashamed. Personal responsibility involved more than a stewardship of money. It is mean that the salvation of the soul which involves occupational duty in perfect obedience to His will.