Makale özeti ve diğer detaylar.
1990'lı yılların başından itibaren, küresel medya yönetiminde "serbest ticaret" üzerine yapılan vurgu, liberal demokrasilerde medya düzenlemelerini önemli ölçüde dönüştürmüştür. O kadar ki; küresel enformasyon toplumu ve bu bağlamda küresel enformasyon alt yapısı kavramları, küreselleşme süreci ile enformasyon ve iletişim teknolojileri alanında yaşanan gelişmeleri birleştiren kavramlar olarak, uluslararası örgütlerin ve Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin hükümetlerinin politik gündemlerinde önem kazanmıştır. Ancak, gelişmekte olan ülkelere, enformasyon ve iletişim teknolojilerinden yararlanabilmek için piyasaların rekabete açılması ve iletişim sektörünün giderek kuralsızlaştırılması önerilmektedir. Böylesi bir durumda, tercihini dışa açılma – neo liberal politikalar yoluyla büyümeye geçiş yönünde kullanan Türkiye gibi ülkelerde, devletin enformasyon ve iletişim teknolojileri alanına yaklaşımı değişmiş, bu alanda ulusal yenilik gibi teknoloji geliştirecek politikaların niteliği farklılaşmıştır. Enformasyon ve iletişim teknolojilerine ilişkin sözü edilen durum, bir dizi uluslararası örgüt tarafından paylaşılmakta ve hatta teşvik edilmektedir. Bu çalışmada, neo liberal politikalar eşliğinde Türkiye'nin elinden alınan politika araçları, eleştirel ekonomi politik bir yaklaşım içerisinden Türk Telekom'un özelleştirilmesi örneğinde değerlendirilmektedir. Türkiye'nin enformasyon ve iletişim politikalarındaki değişim süreci ele alınmakta ve neo liberal politikalar çerçevesinde, iletişim alanının yeniden yapılandırılmasının Türkiye için yarattığı sorunlar üzerinde durulmaktadır.
Since the early 1990's, there is a growing emphasis on free trade in global media governance, which could rock the foundations of media regulation in western democracies. Even, the concept of global information society and in this regard global information infrasturucture those are integrated the globalization and developments in information and communication technologies have taken center – stage position on the political agendas of several international institutions and developing states goverments, like Turkey. However in order to profit from information and communication technologies it is proposed to liberalized markets and deregulated communication sector. Under these circumtances, in some countries, such as Turkey, which have given preference to neo liberal and export based development policies, nation – states approaches to information and communication policies have changed, like the "national innovation systems" and "national innovation capabilities". These condition in the benefits of information and communication technologies is shared and fostered by international organizations. This study is deal with the process of transformation in information and communication technologies policy, and in this regard, tools of policy taken away from Turkey via neo liberal policies whitin critical economy politics. In this study, as a case of the privatization of Turk Telecom, emphasize the proposed policies and to question their impact of the implimentation of these policies in the Turkey.