Makale özeti ve diğer detaylar.
Bilindiği üzere, devlet, var olma amacı doğrultusunda bir takım harcamalar yapmak ve bu harcamalarının finansmanı karşılamak için bazı gelir kaynakları bulmak durumundadır. Toplumların gelişip ilerlemesiyle birlikte kamu hizmetlerine olan talep artmış, artan talep ise beraberinde kamu finansmanına olan ihtiyacı kuşkusuz artırmıştır. Bu nedenle günümüzde kamunun temel finansman kaynağı olan vergilerin GSMH içinde payı giderek artış göstermiştir. Ancak, Türkiye'de vergi gelirindeki artış trendi hep kamu harcamalarındaki artış trendinin altında kalmış ve böylece kamu kesimi açıkları büyüyerek sorun olmaya başlamıştır. Türkiye'de günümüze değin sağlıklı bir vergi yapısı kurulamadığı gibi, etkin bir kamu harcama sistemi de oluşturulamamıştır. Bu nedenle, kamu kesimi dengesi bir türlü sağlanamamış, beklenmedik bir durum (Doğal felaket, Ekonomik kriz, Savaş vb gibi) karşısında bu denge iyice bozulmuş ve hükümetleri adete telaşa sürüklemiştir. Ancak enteresandır ki, Osmanlı İmparatorluğu döneminden günümüze değin söz konusu durumlarda tüm yöneticilerin başvurdukları yol hep aynı olduğu görülmüştür: Ek veya olağanüstü vergilerin ihdası. Bu çalışmada, öncellikle, Türkiye'de çeşitli tarihlerde ihdas edilen belli başlı ek vergiler hakkında genel bilgi verilerek ek vergilerle avarız vergiler arasındaki benzerlikler tartışılacak daha sonra 29/06/2001 tarih ve 4705 sayılı "Yurt Dışına Çıkışlardan Harç Alınması Ve 4481 Sayılı Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun" la tekrar gündeme gelen ek vergileri eleştirisel bir yaklaşımla ele alınacaktır
We have had an earthquake disaster which had not happened ever before in the history of Turkish Republic. As economic, psychologic and sociologic cost caused by this earthquake is very harmful both state and its citizens have to have some tasks in order to minimize this cost. But on the one hand psychologic depression caused by earthquake is still continuing, on the other hand earthquake taxes were got on the agenda by Government. This caused great reactions. It should not be forgetted that the target of taxing is not only to finance public expenditures. Therefore when applying taxes, its effectson investment, output and employment must be taken into considerations and then long run planning has to be made. While traying to solve short run problems, new problems shouldn't be created. When we look the situation in this perspective, this economic period can bear neither earthquake taxes nor any other kind taxes. For that reason, in order to finance the cost of earthquake, alternative sources should be found instead of taxing.