Makale özeti ve diğer detaylar.
1789 Fransız ihtilâline müteakip, millî egemenlik, akıl ve bilime dayanan milliyetçilik akımı hızla yayılmaya baslamıstır. Çesitli dil, din ve ırktan insanların olusturdugu Osmanlı Devleti’nde de milliyetçilik akımının etkileri kısa sürede görülmüstür. Sırplar, Rumlar ayaklanmıslar, böylece Osmanlı Devleti’nin dagılmasında millî nitelikteki isyanlarla gelisecek yeni bir süreç baslamıstır. Ermeni meselesinin ortaya çıkmasında da milliyetçilik akımı önemli bir rol oynamıs, Ermeniler bagımsızlık ve hürriyet amacıyla faaliyetlere baslamıslardır. Bunun yanında daha ziyade XIX. Yüzyıldan itibaren Osmanlı Devleti’ni “hasta adam” olarak görmeye baslayan ve bu hasta adamın varisleri olmaya, mirasından pay elde etmeye çalısan Avrupalı devletler, metot olarak millî nitelikteki isyanları tahrik ve tesvik ederek desteklemek suretiyle Osmanlı Devleti’nde, bir Ermeni meselesinin ortaya çıkmasına sebebiyet vermislerdir. Ayrıca Ermeni din adamları istiklâl ve muhtariyet amacına yönelik faaliyetlere kayıtsız kalmamıslar, kiliseler de anarsik olaylarda birer üs vazifesi görmüslerdir.