Makale özeti ve diğer detaylar.
Dinsel ve metafiziksel geleneklerin bütüncül yaklasımlarının asılmasıyla, modern toplumlar, bilimsel nesnellik, ahlak ve yasalarda evrensellik ve sanatta özerklik gibi nosyonlar üzerine kurulmuslardır. Kapitalizm, endüstrilesme, sehirlesme, metalasma, mekaniklesme, akılcılık, bilimsel ve teknolojik ilerleme, ulus-devlet örgütlenmesi modern toplumun temel nitelikleri olmustur. Modernizm elestirilerine dayanan postmodern yaklasımlarda modernlige ait düsünceler ve kurumlar elestirilmistir. Postmodernistler büyük anlatıların reddine ve farklılık ve çogulculugun vurgulanmasına kosut olarak toplumda her türlü bütünlükçü kavramı reddetmisler, bütünlükçü karakteri nedeniyle ulusu ve ulus-devleti elestirmisler, fakat politik anlamda toplumu ayakta tutacak ilke ve temeller sunmamıslardır. Çogu postmodernist görüsün aksine, ulus-devletler postmodernitenin siyasal alanının en önemli aktörleri olmaya devam ermektedirler.
After the transformation of the holistic approaches of religious and metaphysical traditions, modern societies have been grounded on such notions as the scientific objectivity, universality of law and ethic and autonomy of arts. The main characteristics of modern society have been capitalism, industrialization, urbanization, commoditization, mechanization, rationalism, scientific and technological development and nation-sate organization. In postmodernist approaches the ideas and institutions of modernity have been criticized. Parallel to the criticism of the meta narratives and the emphasize on differences and pluralism, postmodernists rejected all holistic concepts including nation and nation-state, but they did not develop principles and grounds providing poltical order in society. It seems that, counter to the most of the postmodernist views, nation-states maintains to be important actors of the political realm of postmodernity.