Makale özeti ve diğer detaylar.
Muhafazakarlık kavramının tanımlanmasını güçlestiren iki temel neden vardır. Birincisi muhafazakarlıkla ilgili tanımlamalar genellikle geçmisin hikmetleri (wisdoms) üzerinden yapılmakta ve gelecek, geçmisin referansları ile açıklanmaktadır. kincisi muhafazakarlık, gelecek yönelimli ve degisimi esas alan tüm teorik çalısmalara, yasal dayanaklara ve toplumsal pratiklere temkinli yaklasan ve hatta direnç gösteren bir düsünce olmaktadır. Örnegin toplumsal dinamikleri geçmis ve gelecek arasındaki ortaklık (partnership) ile açıklayan muhafazakarlık, toplumsal degisime direnç gösterirken, bazı durumlarda degisimin kaçınılmaz olabilecegini vurgulamaktadır. Her iki durumda da muhafazakarlıgın alacagı tavır ve sahip olacagı tutumlar hakkında bazı belirsizlikler söz konusudur. Bu yazıda kavram olarak 19. yüzyılda siyasi literatürde kullanılmaya baslayan muhafazakarlıgın bazı temel niteliklerinden hareketle tanımlamasına çalısılacaktır.
There are two main difficulties in defining the concept “conservatism”. Firstly, the definitions concerning this concept tend to put a great emphasis on wisdom of the past, and the future seems to be predicted through the referents invoked from the past. Secondly, conservatism is a thought, which approaches extreme caution all future-oriented and socialchange- based theoretical attempts, legal frameworks and social practices. For example, conservatism, by explaining social dynamics through commonalties between past and future, generally resists social change, even though it concedes that in certain circumstances social change is inevitable. In both cases there are ambiguities regarding attitudes and behaviors that conservatism can take. In this writing, conservatism, will be explained on the basis of its characteristics which first appeared conceptually in nineteenth century political literature.