Makale özeti ve diğer detaylar.
Modernlik, ulus devletlerin kurumsallaşması ve tüm yeryüzünü kaplayacak bir biçimde karşılıklı entegrasyonu biçiminde gelişimini sürdürmüştür. Ancak bu süreçte karşılaşılan globalleşme, göç ve meşrulukla ilgili kültürel ve siyasal problemler yeni arayışlara yol açtı. Refah devleti modelinin çöküşü ve soğuk savaşın bitişiyle birlikte, giderek artan bu problemlere cevap arayan akademisyenler, 19. yüzyıl liberal düşünürleriyle ilgilenmeye başlamıştır. Gerçektende 19. yüzyıl liberallerinin modernlik, ulus devlet ve aydınlanmaya yönelik eleştirileri sistemi yeniden yapılandırmak için bir araç olarak kullanılmaya elverişli görünmektedir. Aristokratik liberalizm, 19. yüzyıl düşünce dünyasında öne çıkan en önemli düşünce akımlarından biridir. Aristokratik liberalizm siyaset bilimini, sosyolojiyi ve antropolojiyi derinden etkilemiştir. Aristokratik liberallerin merkezileşme problemine dair düşünceleri günümüzde önemini ve etkisini muhafaza etmektedir. İletişim bilimlerinde özellikle Tocqueville‟in modern gelişmelere paralel olarak medyada gerçekleşen dönüşümlere yönelik eleştirileri etkin bir şekilde kullanılabilir. Onun düşünceleri, hazır bir çözüm sepeti sunmaktan ziyade dâhice uyarıları içermektedir. Dolayısıyla etkin ve yaratıcı çalışmalar için ufuk açıcıdır. Bu çalışmada öncelikle Tocqueville‟lin merkezileşmeye yönelik eleştirilerinin arka planını ele alınmaktadır. Daha sonra ölümünden üç yıl önce basılan “L'Ancien Régime et la Révolution” (1856) adlı eserinde modernliğin merkezileşme eğilimine paralel olarak gerçekleşen medyanın merkezileşmesine yönelik tespitlerinden hareketle, günümüzdeki gelişmeler değerlendirilmektedir. Ayrıca, modernleşmeyle birlikte negatif özgürlük anlayışına karşı alanını hızla genişleten pozitif özgürlük kavramının merkezileşme sürecindeki rolüne değinilmektedir. Son olarak, bu süreçte adeta kendiliğinden ortaya çıkan medyanın merkezileşmesinin sonuçlarını ele alınmaktadır
The development of modernity goes ahead with institutionalization of nation-states and mutual integration aboveground. The cultural and political dilemma about globalization, immigration and legality triggered new quests. Following the obvious collapse of welfare state model and the end of cold war, academicians seeking for answers to these dilemmas started to be concerned about the liberal philosophers of 19th century. Indeed, the criticism of 19th century liberals towards modernization, nation-state, and enlightenment might be a adequate tool for the reconstruction of the system. Aristocratic liberalism is one of the most outstanding thought movements during 19th century. It profoundly affected political science, sociology and anthropology. The views of aristocratic liberals on centralization maintain its importance in this day and age. In communication sciences, Tocqueville‟s criticisms about transitions of media parallel with latest developments can be benefited effectively. His thoughts involve brilliant notices rather than a pile of prepared solutions. In this sense, they broaden horizons for effective and creative studies. In this study, the background of Tocqueville‟s views on centralization was investigated. Considering the findings about the centralization of media along with the centralization tendency of modernism in his “L'Ancien Régime et la Révolution” book, recent developments were reviewed. Having superiority over negative liberty with modernization, positive liberty and its role in the process of centralization was touched upon. Lastly, the consequences of media centralization emerging in this process were discussed.