Makale özeti ve diğer detaylar.
Ana dili olarak “Türkçenin öğretimi”, bir yönü ile bir eğitimbilim alanı, bir yönü ile de Türkçe bilim alanıdır. Bu iki alanın etkili ve etkileşimli bir birlikteliği ile Türkçe öğretiminin anlamlı ve işlevsel bir yapıya kavuşması sağlanabilir. Bu çalışmada, Türkçe öğretiminin Türkçe bilim alanı ile Eğitimbilim alanındaki kesişme noktası ele alınarak, Türkçe öğretiminin teorik ve uygulamalı sorunları tartışılmaya çalışılmaktadır. Tartışmanın temelini ise, Türkçe öğretiminin Türkçe öğretimine muhatap olan kademe öğrencilerinin bilişsel, duyuşsal ve psikomotor düzeylerine uygun olarak, nasıl tasarlanabileceği olgusu oluşturmaktadır. Türkçe öğretimi alanında, bilim alanı olarak Türkçe ile eğitimbilimlerinin tam bir sentezinin hâlâ yapılamadığı görülmektedir.
Turkish teaching as a special teaching field is a bidirectional term covers the field of educational science and the science field of the Turkish. Turkish teaching could only be accomplished effectively if an interactive and efficient combination of the two fields provided. In this study, intersection of the scientific Turkish domain of the Turkish teaching and scientific domain of the educational science is being treated and the theoretical and applicable daily problems of Turkish teaching are discussed. The foundation of the discussion is built upon the fact of how Turkish teaching could be designed in order to meet cognitive, affective and psycho-motor level demands of the Turkish taught students. As a consequence, it could be argued that the synthesis of the Turkish as a scientific domain and the educational science is yet not to be apparent in the field of Turkish teaching.