Makale özeti ve diğer detaylar.
Yunan panteonunun baş tanrısı, tanrıların ve insanların kralı Zeus, eskiçağda kültü en çok yayılım gösteren tanrılardan biridir. Anadolu için de geçerli olan bu durumun temel nedeni, tanrının göksel kimliğidir. Hattiler ve sonrasında Hititlerden beri gök tanrıya yabancı olmayan Anadolu, Zeus’u kabullenmekte zorluk yaşamamıştır. Bu durumun nedenlerinden biri de insanoğlunun yaratılışından beri sürekli tabiat ile mücadele içinde olmasıdır. Yağmurlar yağdıran, şimşekler çaktıran, günü aydınlatan gök tanrıları bu mücadelede insanın en büyük destekçisi konumundadır. Bundandır ki Anadolu’ya yabancı olan bir gök tanrı, bu topraklarda kolaylıkla kabul görür. Bu çalışmada Anadolu’da, özellikle Helenistik Dönem’den itibaren yayılım göstermeye başlayan Zeus inancının tabiat ile ilişkisi üzerine genel bir değerlendirme yapılmıştır. Öncelikle Zeus’un göksel kimliğinin adı ile olan bağlantısına değinilmiş, daha sonra tanrının kozmolojik yapısının yansıdığı epitetleri incelenmiştir.
Zeus, the supreme god of Greek pantheon, the king of gods and humans, is one of the gods with the most widely-spread cult in antiquity. The fundamental reason of this fact which is also true for Anatolia is the heavenly identity of the god. Anatolia, which was not stranger to sky gods since the Hattis and Hittites, had no trouble accepting Zeus. Another reason is that humans have always been in a struggle against nature since their creation. The sky gods which bring rain, thunder, and daylight, are the greatest help to the humans in this struggle. That is why a sky god stranger in Anatolia is easily accepted there An evaluation is conducted in this study on the relationship between nature and the cult of Zeus which started to spread widely in Anatolia especially since the Hellenistic period. First, the connection of Zeus’ heavenly nature to his name is stated, and later, the epithets of the god on which his cosmological structure is reflected are studied.